ŞEHİRLERİMİZİN GELİŞİMİ
VE SORUNLARI

Ülkemizde Kalkınma Planları uzun yıllardır hazırlana gelmiş olmakla birlikte, bu planlar doğrultusunda Bölge Planları, Çevre Düzeni Planları ile bunlara bağlı olarak nazım ve uygulama imar planlarının zamanında yapılamamış olması nedeniyle şehirlerimizin düzensiz büyümeleri kontrol altına alınamamış ve şehirlerimizin vizyonunu, kimliğini oluşturacak gelişme ve şehirleşme sağlanamamıştır.

Kısa vadeli ve geçici kararlarla şehirlerimizde yapılan kısmi planlamalar da düzenli gelişmeyi sağlamada yeterli olmamıştır. 1930’larda sanayi sektörünün öne çıkarılması ve en önemli faaliyet haline getirilmesiyle kontrolsüz ve hızlı bir sanayileşme dönemi başlamıştır. Yanlış yer seçimleriyle birlikte sanayileşmenin beraberinde getirdiği göç dalgaları sonucu meydana gelen nüfus artışına yönelik barınma ihtiyacının kontrollü ve planlı bir şekilde karşılanamaması çarpık yapılaşma ve gecekondulaşmayı meydana getirmiştir.

Mülkiyet, altyapı, ulaşım gibi sorunlar her geçen gün büyüyerek artmış, şehirlerimizin ekonomisi, kimliği, tarihi, sosyal ve kültürel yapısı zarar görmüştür. Bu durum ülkemizdeki birçok şehirde yaşanmış olmakla birlikte en çarpıcı örneği de İstanbul’da görülmektedir.

İstanbul’da ilk defa şehir bütününü kapsayacak nitelikte olan üst ölçek plan olan “İstanbul Metropoliten Alan Nazım Planı” zamanın Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından hazırlanmış ve 1980 yılında onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Sonrasında ise bu planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanıp onaylanan 1995 Nazım Planı (dava sonucu iptal edilmiştir) ve 2009 Çevre Düzeni Planı izlemiştir.
Sanayileşmenin başladığı 1930’lu yıllarla söz konusu ilk ‘Metropoliten Alan Nazım Plan’ın onaylandığı 1980 yılı arasında ve planın uygulama araçlarıyla araziye yansıması da göz önüne alınırsa elli yıldan fazla bir süreçte meydana gelen plansız ve kontrolsüz gelişme İstanbul’u, düzensiz bir şehirleşmeyle karşı karşıya bırakmıştır. Bugüne kadar yapılan tüm iyileştirme çalışmaları ve planlamalara rağmen İstanbul, şehircilik ve şehirleşmeyle ilgili birçok sorunu halen içerisinde barındıran bir mega şehir olarak karşımızda durmaktadır.

Günümüzde ekonomik ve gelişmişlik olarak dünyanın önde gelen metropol şehirlerine baktığımızda, bu şehirlerin köklü gelişim ana planlarının şehrin kuruluşuyla eş zamanlı olduğu, bazı şehirlerin de planlarının 100. yıllarını kutladığı görülmektedir.

Medeniyetlere ev sahipliği yapan, ekonomik, tarihi, doğal ve kültürel zenginlikleriyle ülkemizin en önemli şehri olan İstanbul, tarihinden gelen kültürel ve coğrafi gücüyle, ekonomisiyle, dinamik nüfus yapısıyla önemli bir potansiyele sahip olup, ülkemizin hızla büyüyen ve gelişen ekonomisinin verdiği güç ile de önemli bir gelişim ve dönüşüm fırsatına sahiptir. Özellikle bu süreçte ve her zaman bir afet riski olarak karşımızda bulunan deprem faktörüne karşı şehrin gelişimi ve dönüşümünü teşvik eden yasal düzenlemelerle, planlama açısından yaşanan gecikmeleri kısa sürede akılcı çözümlerle telafi edecek potansiyele, güç ve imkana sahiptir.

Bu noktada DETAY ŞEHİRCİLİK, sahip olduğu deneyim, bilgi birikimi, yenilikçi ve insan odaklı yaklaşıma sahip anlayışla şehirlerimizin birikmiş sorunlarına akılcı ve etkili çözümlerle yaşam kalitesi yüksek şehirler ve mekanların oluşturulmasında sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin şehircilik deneyiminde lider olmayı hedeflemektedir.